ÇAKÜ’de "Mehmet Akif Ersoy ve İstiklal Marşı’nın Kabulü" konulu panel gerçekleştirildi.

ÇAKÜ İnsan ve Toplum Bilimleri Fakültesi Türk Dili ve Edebiyatı bölümü tarafından tertip edilen "Mehmet Akif Ersoy ve İstiklal Marşı nın Kabulü" konulu panel tertip etti. Açılış konuşmasına katılımcıları selamlayarak başlayan Rektörümüz Prof. Dr. Harun Çiftçi,Mehmet Akif Ersoy gibi istiklalimizin kazanılmasında edebi eserleriyle, dava adamı kimliğiyle müşahhaslaşan şahsiyetlerin üniversitemiz bünyesinde gerçekleştirilen etkinliklerle anılması ve söz konusu şahsiyetlerin yeni nesle birçok cepheden tanıtılması bizi mutlu ediyor. Özellikle Mehmet Akif gibi ölümünden sonra da eserleri ve şahsiyetiyle milletimizi aydınlatmaya devam eden kişilerin tanıtılması bu manada oldukça önemlidir. Tükendi, bitti denildiği zaman harekete geçerek her defasında yeni bir devlet kurmayı başaran Türk milletine bu ruhu veren şüphesiz Mehmet Akif gibi şahsiyetlerin mücadele azmi, inancı ve kararlılığıdır. İnanıyorum ki bu şahsiyetler Türk milleti var oldukça söz konusu işlevlerini yerine getireceklerdir. Bu sayede hangi şartlardan geçersek geçelim en zor şartlarda dahi bu millet yeni bir strateji belirlemekte, yeni bir devlet kurabilmekte, yeni bir gelecek inşa edebilme potansiyeline ve maharetine sahip olabilmektedir.

Türk milletinin en önemli meselesi aslında devlet. Devlet olmadığı zaman milletin değerlerinin hiçbir mana ifade etmeyeceği aşikardır. Osmanlı Devleti’ni biliyorsunuz. Özellikle son dönemlerinde üst üste patlak veren Trablusgarp ve Balkan savaşları hemen ardından I. Dünya Savaşı, sonra Sarıkamış, sonra bakıyorsunuz Çanakkale... Yine arada Yemen, aynı şekilde güney cephesi mücadeleleri neticesinde Türk devleti bitab düşmüştür. Bu durumda dahi bu büyük millet, bağımsızlık azim ve kararlılığıyla mücadeleye koyulmuştur. Mehmet Akif böyle bir mücadele ortamında yetişmiştir.

Bu süreçte Akif memleketin her köşesine gitmiş, milletin istiklal davasını haykırmıştır. Çankırı da bundan nasiplenir. Hatta Çankırı’ya geldiğinde duygularını “İstanbul işgal altındaydı, orada Cuma namazını kılamadım. Aylarca Cuma namazı kılamamanın burukluğu içerisindeydim ama elhamdülillah Çankırı’ya geldim. Ulu Cami’de ilk defa Cuma namazını tekrar kılıyorum.” şeklinde ifade etmiştir.

İbadetleri dahi etkileyen bir noktada, vatan savunmasının, millî mücadelenin ön plana çıkarılması gerçekten önemli. Şehitler vermişiz, oluk oluk kanımız akıtılmış ama emin olun bunun arka planında bir yandan mücadele eden bir yandan da gözyaşı akıtanlar vardır. İşte bunlardan biri de Mehmet Akif’tir. Dolayısıyla Mehmet Akif, hem millî, manevi potansiyeli ile hem de çağları aydınlatacak mirasıyla bizim için çok önemli bir şahsiyettir. Her yerde anacağız, bunları her yerde söyleyeceğiz. Her yerde İstiklal Marşı’mızı okuyacağız çünkü İstiklal Marşı’mızın her bir kıtası aslında milleti ayakta tutan her bir değerin ifade edilmesi bakımından da mühimdir. Biz, Akif’in yolunda gidecek gençlerimizin yetişmesi ümidiyle Türkiyemizin, Türk milletinin daha iyi yerlerde, daha ileri düzeylerde olacağına inanıyoruz. Dünyada yeni bir nizam arayışının olduğu bu dönemde, inşallah Türkiye ve Türk milleti ekseninde yeni oluşumların ortaya çıkması beklentisiyle ben tekrar hepinize hoş geldiniz diyorum. Bu arada mübarek Ramazan’ın hayırlara ve güzelliklere vesile olmasını diliyorum. Programımızı tertip eden Türk Dili ve Edebiyatı bölümüne, programı sunacak kıymetli hocalarımıza teşekkür ediyor, saygı ve muhabbetlerimi sunuyorum.” ifadelerine yer verdi.

Türk Dili ve Edebiyatı Bölüm Başkanı Doç. Dr. Fatih Sona konuşmasında Mehmet Akif Ersoy'un ve İstiklal Marşı'nın Türk milletinin bekası açısından önemine değindi.

Programa panelist olarak katılan Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Nesime CEYHAN AKÇA, Mehmet Akif Ersoy’un 63 yıllık hayatında onu İstiklâl Marşını yazmaya hazırlayan süreçleri değerlendirdi. Öğretim üyesi, Akif’in hayatını doğumundan 1912’ye kadar olgunlaşma ve kendini inşa etme; 1912-1922 milletin kurtuluşu için aktif mücadele; 1923’ten vefatı olan 1936’ya kadar sürgün olarak nitelendirdi. İstiklâl Marşımızın ısmarlanıp yazılacak bir metin olmadığının altını çizen AKÇA, Akif’in bilgi birikiminin dışında 1912-1922 yılları arasında geçen hayatının bu şiirin tesirinde etkili olduğunu söyledi. Akif, çöken bir devletin onu diriltmeye çalışan manevî savaşçısıdır ve şair, on sene boyunca milletin kurtuluşu için sıcak ve yumuşak bir yatakta yatmamıştır.

Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü Öğretim Üyesi Dr. Cengiz Eken ise Mehmet Akif’in tertemiz seciyesi ardındaki aile, eğitim ve sosyal çevre unsurlarını değerlendirdi.

Yayınlanma Tarihi: 14 Mart 2024 Perşembe
Güncelleme Tarihi: 14 Mart 2024 Perşembe